Anıtkabir Mason Tapınağının ürünü-mü?
Anıtkabir Mason Tapınağının ürünü-mü?

- Atatürk için yaptırılan Anıtkabir’e model olarak ABD-Washington’daki Mason tapınağı neden örnek alındı?
- Atatürk’ün cenaze namazına katılımı gösteren bir kare fotoğraf veya filmin olmaması nasıl açıklanabilir?
- Anıtkabir’de Mısır firavunlar tapınaklarında görülen kabartma rölyef anlayışı neden yerleştirildi?
- Anıtkabir’deki Arslanlı yol heykelleri masonlardaki “Lions” felsefesinin ürünü değil midir? Anıtkabir yapılmadan önce rasat istasyonu bulunması dolayısıyla Anıttepe’nin ismi Rasattepe
idi. 906 rakımlı bu tepede, MÖ. 12. yüzyılda Anadolu’da devlet kuran
Frig uygarlığına ait tümülüsler (mezar yapıları) bulunmaktaydı.
Anıtkabir’in Rasattepe’de yapılmasına karar verildikten sonra bu
tümülüslerin kaldırılması için arkeolojik kazılar yapıldı. Bu
tümülüslerden çıkarılan eserler, Anadolu Medeniyetleri Müzesi’nde
sergilenmektedir.Proje ve İnşaat Anıtkabir’in yerinin seçilmesi için
görevlendirilen komisyon 1 Mart 1941 tarihinde uluslararası bir yarışma
açtı. Yarışmaya, Türkiye, Almanya, İtalya, Avusturya, İsviçre, Fransa ve
Çekoslovakya’dan toplam 47 proje katıldı. Bu projelerden 3 tanesi
komisyon tarafından ödüle layık görüldü. Milli konuyu daha başarılı
ifade etmesi ve projenin araziye uygunluğu nedeniyle, Prof. Dr. Emin Onat ve Doç. Dr. Ahmet Orhan Arda‘nın projesinin uygulanmasına karar verildi.

Emin Onat
Anıtkabir
projesinin belirlenmesinden sonra, ilk aşamada kamulaştırılma
çalışmaları yapıldı ve 9 Ekim 1944 tarihinde yapıma başlandı.
Anıtkabir’in inşası 9 yıllık bir sürede 4 aşamalı olarak 1953 yılında
tamamlandı.
Birinci Kısım İnşaat: 1944-1945Toprak
seviyesi ve aslanlı yolun istinat duvarının yapılmasını kapsayan
birinci kısım inşaata 9 Ekim 1944 tarihinde başlanmış ve inşaat 1945
yılında tamamlanmıştır.
İkinci Kısım İnşaat:
1945-1950Mozole ve tören meydanını çevreleyen yardımcı binaların
yapılmasını kapsayan ikinci kısım inşaat 29 Eylül 1945 tarihinde
başlamış, 8 Ağustos 1950 tarihinde tamamlanmıştır. Bu aşamada inşaatın
kâgir ve betonarme yapı sistemine göre, temel basıncının azaltılması göz
önünde tutularak, anıt kütlesinin ‘temel projesinin’ hazırlanması
kararlaştırılmıştır. 1947 yılı sonuna kadar mozolenin temel kazısı ve
izolasyonu tamamlanmış ve her türlü çöküntüleri engelleyecek olan 11
metre yüksekliğinde betonarme temel sisteminin demir montajı bitirilme
aşamasına gelmiştir. Giriş kuleleri ile yol düzeninin önemli bir kısmı,
fidanlık tesisi, ağaçlandırma çalışmaları ve arazinin sulama sisteminin
büyük bir bölümü tamamlanmıştır.
Üçüncü Kısım İnşaat:
1950Anıtkabir üçüncü kısım inşaatı, anıta çıkan yollar, aslanlı yol,
tören meydanı ve mozole üst döşemesinin taş kaplaması, merdiven
basamaklarının yapılması, lâhit taşının yerine konması ve tesisat
işlerinden oluşmuştur.
Dördüncü Kısım İnşaat:
1950-1953 Anıtkabir’in 4. kısım inşaatı ise şeref holü döşemesi,
tonozlar alt döşemeleri ve şeref holü çevresi taş profilleri ile saçak
süslemelerinin yapılmasını kapsıyordu. Dördüncü kısım inşaat 20 Kasım
1950 tarihinde başlamış ve 1 Eylül 1953 tarihinde bitirilmiştir.10
Kasım1953 tarihinde, Atatürk’ün naaşı 1938 yılından beri, 15 yıl süre
ile muhafaza edildiği geçici kabri olan Ankara Etnografya Müzesi’nden
alınarak büyük bir tören ile Anıtkabir’e defnedildi.
Mimari Özellikleri:
Anıtkabir
Projesi’nde mozolenin kolonat üstünde yükselen tonoz bir bölüm
bulunmaktaydı. 4 Aralık 1951 tarihinde hükümet, projenin mimarlarına
Şeref Holü’nün 28 metrelik yüksekliğinin azaltılması ile yapının daha
çabuk bitirilmesinin mümkün olup olmadığını sordu. Mimarlar yaptıkları
çalışmalar sonucu Şeref Holü’nü taş bir tonoz yerine, betonarme bir
tavan ile örtmenin mümkün olduğunu bildirdiler. Böylece tonoz yapının
zemine vereceği ağırlık ve bunun doğuracağı teknik sıkıntılar da ortadan
kalkıyordu. Anıtkabir’in yapımında, beton üzerine dış kaplama malzemesi
olarak kolay işlenebilen gözenekli, çeşitli renklerde traverten, mozole
içi kaplamalarında ise mermer kullanılmıştır. Heykel grupları, aslan
heykelleri ve mozole kolonlarında kullanılan beyaz travertenler Kayseri
Pınarbaşı ilçesi’nden, kulenin iç duvarlarında kullanılan beyaz
travertenler ise Polatlı ve Malıköy’den getirilmiştir. Kayseri
Boğazköprü mevkiinden getirilen siyah ve kırmızı travertenler tören
meydanı ve kulelerin zemin döşemelerinde, Çankırı Eskipazar’dan
getirilen sarı travertenler zafer kabartmaları, şeref holü dış,
duvarları ve tören meydanını çevreleyen kolonların yapımında
kullanılmıştır.Heykel grupları, aslan heykelleri ve mozole kolonlarında
kullanılan beyaz travertenler Kayseri Pınarbaşı ilçesi’nden, kulenin iç
duvarlarında kullanılan beyaz travertenler ise Polatlı ve Malıköy’den
getirilmiştir. Kayseri Boğazköprü mevkiinden getirilen siyah ve kırmızı
travertenler tören meydanı ve kulelerin zemin döşemelerinde, Çankırı
Eskipazar’dan getirilen sarı travertenler zafer kabartmaları, şeref holü
dış, duvarları ve tören meydanını çevreleyen kolonların yapımında
kullanılmıştır. Şeref holünün zemininde kullanılan krem, kırmızı ve
siyah mermerler Çanakkale, Hatay ve Adana’dan, şeref holü iç yan
duvarlarında kullanılan kaplan postu Afyon’dan, yeşil renk mermer
Bilecik’ten getirilmiştir. 40 ton ağırlığındaki yekpare lâhit taşı
Osmaniye’den, lahitin yan duvarlarını kaplayan beyaz mermer ise
Afyon’dan getirilmiştir. Anıtkabir’in genel mimarisi Türk mimarlığında
1940-1950 yılları arasındaki “II. Ulusal Mimarlık Dönemi” olarak
adlandırılan dönemin özelliklerini yansıtır. Bu dönemde daha çok anıtsal
yönü ağır basan, simetriye önem veren, kesme taş malzemenin
kullanıldığı binalar yapılmıştır, Anıtkabir de bu özelliklere
uymaktadır. İlk projede mozole iki katlı olara tasarlanmış, ancak
ekonomik nedenlerle ikinci katın yapımından vazgeçilmiştir. Bu dönem
özellikleri ile birlikte Anıtkabir’de Selçuklu ve Osmanlı mimari
özelliklerine ve süsleme öğelerine sıkça rastlanır, örneğin dış
cephelerde, duvarların çatı ile birleştiği yerde kuleleri dört yandan
saran Selçuklu taş işçiliğinde testere dişi olarak adlandırılan bordür
bulunmaktadır. Ayrıca Anıtkabir’in bazı yerlerinde (Mehmetçik Kulesi,
Müze Müdürlüğü) kullanılan çarkıfelek ve rozet denilen taş süslemeler
Selçuklu ve Osmanlı sanatında da göze çarpmaktadır.”
BUNDAN SONRASI
Anıtkabir
ile ilgili Wikipedia Ansiklopedisinde yer alan bilgiler böyle olsa da
Anıtkabir’in görüntüsüne dikkatle bakanlar, farklılıkları, yapılış
amaçlarını kısa sürede görebilirler.
Atatürk’ün ölümünü 10 Kasım
1930’i izleyen günlerde örneğin 11 Kasım 1938 günü henüz cenazesi
Dolmabahçe Sarayı salonundaki katafalkta iken “darbe sonucu” İsmet İnönü
cumhurbaşkanı seçildi.
18 kasım 1938 günü giz bir el’in talimatı
ile Dolmabahce Sarayındaki Atatürk heykelinin vidaları söküldü, yerinden
alındı ve heykel bir hurdacının deposunda parçalandı.
19 kasım
günü cenaze namazının kılınması olayı perde arkasında yaşanan sert
tartışmalardan sonra yerine getirildi. Cenaze yerinden alındı, bir odaya
götürüldü. Kapılar kapatıldı. Şemsettin Günaltay tarafından Türkçe
dualar okunarak kılınmış oldu. Gizli bir el “Cenaze namazının
fotoğrafının fotoğrafının ve filminin çekilmesine” yasak koymuştu.
Namazı kılanların kimler olduğunun bilinmesi istenmiyordu. En azından
cenaze namazında Cumhurbaşkanı İnönü ve Başbakan Celal Bayar yoktu.
Aslında Atatürk’ün cenaze namazının kılınması istenmiyordu. Gerekçesi
ise hazırdı: Atatürk’ü laiklik anlayışı gereği dini törenin yapılmasını
istemeyenler hükümette görev yapıyordu. Cenaze namazı, İstanbul’daki
camilerden birisinde neden kılınmamıştı? Çünkü bırakınız camide namaz
kılınmasını, 1935 yılında çıkarılan Vakıflar yasası çerçevesinde
Anadolu’nun her yerinde camiler satılıyor, yıkılıyor yok ediliyordu. En
basit uygulamayla Türklerin 1000 yılı aşkın İslam inancı gereği tabutun
üzerine ya Türk bayrağı örtülür veya kurandan alınma ölümle ilgili
“Külli nefsin zaikatül mevt” (Her nefis ölümü tadacaktır ve devamında da
toprak olacaktır) sözleri yazan ayet metni bulunurdu.
Daha açık
konuşmak gerekirse Atatürk öldüğünde Celal Bayar ve daha İnönü’nün
Cumhurbaşkanlığı döneminde Başbakanlar ve Hükümet üyelerinin büyük kısmı
mason locasına kayıtlı idi. Ünlü Dr. Refik Saydam (Başbakanlık da
yaptı), Milli Eğitim Bakanı Hasan ali Yücel gibi. Anıtkabir için örnek
alınan mimari yapı Bodrum’daki eski Yunanlılar zamanında inşa edilen
kral MOUSELES’in mezarı idi, ki kısaca “Mozole” olarak da isimlendiriliyordu.
(Cezmi Yurtsever, Şifre Kitabı)